VIENTIANE (PART 1) / LAOS

Khon Kaen’de tıngır mıngır giden otobüsümüze atladıktan bir kaç saat sonra sınıra varıyoruz. Tayland tarafından çıkış kolay fakat Laos tarafı o kadar kolay olmuyor. Vizemiz önceden hazırdı. Nasıl aldığımızı bu linkteki yazımızdan okuyabilirsiniz. Otobüste bize giriş formu dağıtmadıkları için formları sınırda doldurmamız gerekiyor. Dolduruyoruz, gişeye gelip pasaportumuzu onaylatıyoruz ama ilerideki turnikelerden geçemiyoruz. Meğer ülkeye giriş fişi almamız gerekiyormuş bir de. Geri dönüyoruz, başka bir gişe bulup sıra bekliyoruz, 1 USD değerindeki fişi alıp giriş yapıyoruz. Fiş alınması gerektiğini falan adam gibi sınıra yazsalar da sinir olmasak diyoruz.

IMG_8950 (Medium)

Bu arada tabi koca otobüs bizi bekliyor. Bizim dışımızdaki kişilerin hemen hemen hepsi Thai olunca onların işlemler çabucak bitmiş tabi. Neyse artık Vientiane’dayız ve merkeze doğru yol alıyoruz.

Vientiane Mekong Nehri kenarında yer alıyor. Karşısı Tayland. Başkentin sınırda olması ne kadar enteresan değil mi? Hep başkentlerin ülkelerin merkezlerine denk gelmesine alışmışız ne de olsa.

Hostele yerleşip hemen bir şeyler yemeye çıkıyoruz. Birer Beer Lao patlatıyoruz yemekle. Pirinç birası. Laos’un en büyük ihracatını oluşturuyormuş bu bira. Gerçekten çok lezzetli ve çok hafif.

beer lao

Yanında da noodle çorbası içiyoruz. Laos’ta her yerde bulabileceğiniz bir yemek. En küçük köyde bile noodle çorbası bulmak mümkün.

IMG_8965 (Medium)

Tayland’da alıştığımız gibi Laos’ta da hemen hemen her şehrin bir gece pazarı oluyor. Vientiane gece pazarı her gece Mekong kenarına kuruluyor. Kıyafet, hediyelik eşya, bolca yiyecek, ne ararsanız var.

vientiane gece pazarı

Ertesi günümüzü hostelde sakin sakin geçirirken kapıdan bir adam meyve satarak geliyor. Hiç biri bildiğimiz meyveler  değil. Hostelin sahibi teyze bana yardımcı oluyor ve ortaya karışık biraz meyve alıyoruz. Genelde tatlı değil, ekşiler. Zaten yanında baharat ve şekerden oluşan bir karışım veriyorlar, o karışıma banarak yiyebiliyorsunuz.

vientiane

Akşam National Museum’a gidiyoruz. Müzede Laos tarihi ile ilgili pek çok şey öğrenebiliyorsunuz. Girişte Laos’un değişik yerlerinde görülebilecek tarihi kalıntıların örnekleri var. Sonra tarihi kısım biraz daha günümüze yaklaşıyor. Fransızların işgali, Vietnam Savaşı ve bağımsızlık günleri fotoğraflar eşliğinde anlatılıyor. İngilizce bilgiler biraz daha fazla olsa daha iyi bir müze olabilirmiş.

Müzede sergilenen ama göremediğiniz bir kısım da var. Bu ne mi demek? Bakınız aşağıdaki resim. Aslında Budha heykelleri sergilemişler ama heykeller gümüş ve altın olunca, daha önce de bir kere hırsızlık olunca heykelleri koruma altına almışlar!!!

DSCN5760 (Medium)

Müzenin en ilgi çeken yeri benim için aşağıdaki muz yapraklarından yapılan kağıtlar oldu. Kağıtların bir örneğini de denemeniz için ayırmışlar. Biz yazmayı beceremedik, parçalandı hep 🙂

DSCN5755 (Medium)

Eğer bu müzeye giderseniz çıkışta misafir defterini karıştırmayı unutmayın. Müze çıkışında orak çekiçli bayrak önünde fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmiyoruz.

vientiane

Laos dünyada kalan bir kaç sosyalist devletten biri. Şehrin her yerinde dükkanların kapısında bir Laos bayrağı ve bir orak çekiçli bayrak asılı. Yolda yürürken denk geldiğimiz İstanbul Restoran’da da oraç çekiçli bayrak olunca yapıştırıyoruz fotoğrafı :))))

IMG_9070 (Medium)

Müze çıkışında sokakta dolaşırken eski bir stupa görüyoruz. Buranın adı That Dam. Black Stupa diye de geçiyor. 16.yy’da yapılmış. Vientiane’ı koruyan yedi başlı ejderhanın evi olduğuna inanılıyormuş.

DSCN5786 (Medium)

That Dam’ın hemen karşısında aşağıdaki terkedilmiş binayı görüyoruz. Şehirde Fransız döneminden kalan pek çok bina var.

DSCN5788 (Medium)

Fransız esintileri hala hissediliyor. Dükkan isimleri, yemekler Fransızlardan ilham almış. Üstelik Güneydoğu Asya’ya geldiğimizden beri ilk defa şarap dükkanları görüyoruz.

DSCN5783 (Medium)

Fransız esintisinin en güzel yanı ise baget ekmek ve bunlarla yapılan sandviçler olmuş. Laos’a geldiğimizden beri çıtır çıtır baget ekmek bulabiliyoruz. Bizim gibi buğday ülkesinden gelen birisi için aylarca ekmek yememek zormuş yahu…

IMG_9048 (Medium)

Akşam güneşi Mekong kenarında batırıyoruz. Güneş o kadar güzel batıyor ki burada. Karşımızda Tayland, kıpkırmızı bir gökyüzü, sahilde yüzlerce insan.. Muhteşem… Laolular da güneş batışında sahile akıyorlar, her gün yaşadıkları bir güzellik olsa da keyfini çıkartmayı ihmal etmiyorlar.

IMG_8981 (Medium)DSCN5818 (Medium)DSCN5817 (Medium)

Güneş battıktan sonra sahilde müzik sesi yükselmeye başlıyor. Bir bakıyoruz ki yüzlerce insan toplanmış, aerobik yapıyor!!

DSCN5836 (Medium)

Ertesi gün miskinliğimizi üzerimizden atıp bisiklet kiralıyoruz. Şehir düz olduğu için bisiklet iyi bir seçenek. Üstelik gezecek çok yerimiz var. İlk durağımız Wat Sokpaluang. Aslında şehir onlarca tapınakla dolu ama bize biraz tapınaklardan baygınlık geldiği için birini seçip ona gitmeye karar veriyoruz. Wat Sokpaluang’ı seçmemizin sebebi ise yeşillikler içinde olması. İnanılmaz huzurlu.
DSCN5862 (Medium)

Sonraki durağımız Patuxai. Fransız etkisi var demiştik. Patuxai de Arc de Triumph çakması, Fransızlara misilleme olarak yapılan bir tak. İşin kötüsü havaalanı yapılsın diye başka ülkelerden yardım olarak gönderilen çimento bu takın yapımında kullanılmış. Takın girişindeki tabelada bile buradan “beton canavarı” diye bahsediliyor. Tepesine çıkıp şehre şöyle bir bakmak mümkün.

DSCN5872 (Medium)

Oradan çıkıyoruz, ver elini That Luang. Ülkenin en önemli dini yapılarından biri. Paralarının üzerinde bile resmi var. Stupa’nın içinde Budha’nın saçının ve kemiklerinin olduğu söyleniyor. Etrafında da bir kaç tane tapınak var.

DSCN5887 (Medium) DSCN5898 (Medium)IMG_9018 (Medium)IMG_9020 (Medium)

Bisiklet turumuz sırasında ana caddeler yerine ara sokaklara da giriyoruz. Ana caddelerden dönülen sokakların hemen hemen hepsi toprak. Toprak yollar için şehir merkezinden 1-2 km uzaklaşmak yeterli. İnanılmaz hayatlar. Bir yandan görkemli tapınaklar, Patuxai vs. Bir yanda toprak yollarda okula, işe gitmeye çalışan insanlar.

IMG_9044 (Medium)

Daha Vientiane ile ilgili anlatılacak çok şey var. En iyisi yazıyı bir kaç parçaya bölmek….

Gülen

 

YORUMUNUZU BİZLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?